Okumak ve YAZMAK




Uygarlık yolunda bir ülkenin gelişmesi için başka ülkelerin bilgi, birikim ve yeniliklerini kopya etmesi elbette önemlidir. Ancak o yolda ilerlerken kendisinin ve ülkesinin geçmişine ve altyapısına uygun bilgi, birikim yeniliklerini de gelecek kuşaklara aktarması çok daha önemli ve değerlidir. Bunun yolu da okumak kadar, hatta daha çok, yazmaktır. 

“Her insanın (Her Aklın) arkasından geleceklere bırakacağı en az bir hikâyesi vardır” sözünün, gerçek ve önemli olduğuna sizin kadar inanıyorum. 

 

Değerli dostlarım ve okurlar,

Bir süredir üzerinde çalıştığım “Yüz Yıllık Hesaplaşma” kitabım İZAN Yayınevinden çıktı. Özellikle seçim öncesine yetiştirdikleri için Sayın Ahmet İzan ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum.

Kitabın* arka kapağındaki tanıtım yazısını ilginize sunuyorum:

“Laik demokratik cumhuriyetin 100. Yılına girdik. Kimilerinin ‘karşı devrim’ dediği Dinî Cumhuriyetçilerin 20 yıllık iktidarıyla hesaplaşmaya dönüşen bir seçim yılının da içindeyiz. Uzun yıllar partimde ve mecliste siyaset yaptım. Ülkeme ve partime karşı sorumluluklarımı bugün de sıradan bir parti üyesi olarak sürdürüyorum. Bunca yıllık siyasi yaşamım, bana bir şey daha öğretti: Halk kendinden olanı arıyor. Ve mutlaka da buluyor. Her parti gibi AKP de seçim yitirecek. Partili Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan da bir seçimde gidecek.

Halkımız kendi sesini ve kokusunu aldığı politikacıya hep sahip çıkmıştır. Bunun yakın geçmişteki en çarpıcı iki örneği; Demirel ile Ecevit'tir. Halk her ikisini de kendinden bilip, benimsediğini göstermek istercesine birine "Çoban Sülü", diğerine "Karaoğlan" demiştir. 2001 krizinde de, aş ve iş derdindeki kitleler Kasımpaşalı Erdoğan'ı kendinden bilmişti(!). Halklar sabırlıdır. Günü geldiğinde sesini çok iyi yükseltir.

Ve bu halk her zaman olduğu gibi yarınlarda yine, milyonlara varan Aş-İş peşindeki oğluna, kızına sahip çıkacak bir yeni "KENDİNDENİ" bulma sağduyusunu gösterecektir”

Kitabın başlığı ilk bakışta çok iddialı bulunabilir. Ancak benim kitapta ağırlıkla üzerinde durduğum hesaplaşma, kurtuluştan beri dört kuşağın savaşımını verdiği “laik demokratik cumhuriyet yolunda adanmışların” hesaplaşması değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyetini, “uygarlık düzeyine ulaştırma” savaşımına karşı “kin, nefret ve karanlık içinde olanların”, 12 Haziran 1919’dan beri tırmandırdıkları HESAPLAŞMADIR.

(*) Kitap  için:  idefix ve D&R ve  izan kitap ve nadir kitap

            


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Okuyucu Yorumları

Günlük Koronavirüs Tablosu