Ne yaptığının farkında mısın?
Senin, ailenin, çocuklarının, torunlarının yaşamını belirlemeyi, Bir Kişi'nin iki dudağı arasına bırakmaya hazırlanıyorsun.
Ortaokulu bu yıl bitirecek çocuğun olsa, 180 öğrenci alacak yepyeni bir binada eğitim verecek Fen Lisesi'ne girmeyi düşlüyorken, o Bir Kişi "Kontenjanı 90 öğrenciye indirdim" dese ne olur? Dedi ve oldu. Çocuğuna artık İmam Hatip mi ararsın, açık lise mi okutursun sen düşün.
Başını sokacak bir konut almak istedin ve satan müteahhide gittin; "Biz şu bankayla çalışıyoruz, oradan kredi al" dedi ve gidip aldın. Kendi evinde yaşamanın tam tadını çıkarıyordun ki, o Bir Kişi kalktı "O bankadan kredi aldı, atın bunu içeriye" derse ne olur? Dedi ve attı. O malum bankanın sana kredi veren Kredi Tahsis Müdürü'nü, Sermaye Piyasası Kurulu yöneticisi yapan o Bir Kişi'ye "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diyemezsin. Sıkıysa de!
Seçmensin ve desteklediğin siyasi partinin belediye başkan adayı hemşehrine güvendin, oy verdin ve seçildi. Bir süre sonra o Bir Kişi senin seçtiğin belediye başkanına "Görevi bırak, ben başkasını atayacağım" derse ne olur? Dedi ve görevden aldı. Aldı mı? Aldı!
Pancar ekiyorsun ve hasad zamanı ürününü şeker fabrikasına veriyorsun. O Bir Kişi "Şeker fabrikasını sattım" dedi, ne yaparsın? Dedi ve yaptı. Artık küresel mısır tekelleri önünde ağla. Eğer sana acırlarsa, tarlana mısır ekmen için GDO'lu tohum versinler.
Sendikalı işçisin ve toplu sözleşmede sendikan uzlaşamadı, grev kararı aldı. O Bir Kişi "Grev yasak" dedi, ne olacak? Kim bilir kaç kez dedi ve yaptı. Yola devam et, "Ücretinizi düşürdüm" demesini bekle, istersen.
Emeklisin. Enflasyon yüzde 10 dedi resmi açıklama. Türkiye yüzde 8 büyüdü dedi, bir başka resmi açıklama. En kötü yüzde 15 emekli maş zammı seni ancak geçen yıl koşullarında yaşatır. O Bir Kişi "Emekli maaş zammı Ocak'ta yüzde 3,36 ve Temmuz'da yüzde 4,2" dedi. Dedi mi? Dedi.
Uzatmama gerek var mı? Sen de birazcık düşünsen, binlerce örneği sen de sıralarsın.
Örneğin, yüz yıldır "Türk Milleti" bilirken, o Bir Kişi "Türk demeyi boşverin, Kürdü, Lazı, Çerkezi hepimiz Türkiyeliyiz" dedi ve sen de "Bravo!" diyerek alkışladın. Yetinmedin, her yerde "Türkiyeli" bayraktarlığı yaptın. O Bir Kişi "Kürt yoktur" derse ne yapacaksın? Dedi ve sen kendi arkadaş çevrende tükürdüğünü yalamak zorunda kaldın.
Örneğin, o Bir Kişi yıllarca "Türkiye ne çektiyse koalisyonlardan çekti" dedi ve inandın. Aynı Bir Kişi "Siyasi partiler ittifak yapmalı" diyerek fikir değiştirdi ne yapacaksın? Yasayı değiştirdi ve ittifakı da yaptı zaten.
Sen hala bunca yanar dönerliğe seyirci misin?
Peki... Kendini, hala kararlarını kendisi veren özgür bir yurttaş mı sanıyorsun?
Üstelik buna başkalarını da inandırmaya mı çalışıyorsun?
Kusura bakma.
Sen, sen olmaktan çıkıp, iradeni Bir Kişi'ye teslim etmişsin. O Bir Kişi kafasına estiği gibi kararlar veriyor, her kararını canı istediği zaman değiştiriyor. Sen de büyülenmiş gibi birbirine zıt tavırların hiç birini görmüyor, görmek istemiyorsun.
Peki... Çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorsun?
Ya onlar sana nasıl bakıyorlar?
Canı istediğinde "Ben Cumhurbaşkanıyım" diyecek, canı istediğinde "Ben siyasi parti genel başkanıyım" diyecek. Sen de kalkıp bana "Cumhurbaşkanı'na saygısızlık etme" diye çıkışacaksın.
Senin Cumhurbaşkanı gördüğünü, ben bir siyasi partinin genel başkanı olarak görüyorum. Benim gibileri ötekileştiren Bir Kişi olarak görüyorum.
O Bir Kişi dolduruşuna gelip, sen de beni ötekileştireceksen eğer... Sen! Akrabam, hısımım, komşum, hemşehrim, yurttaşım...
"Yapma!" derim. Beni de -çaresiz- seni ötekileştirmeye zorunlu bırakacaksın.
O Bir Kişi 24 Haziran 2018 akşamı yolcu. Er ya da geç zaten gidecekti. Tarihin çöplüğü vazgeçilmezlerle dolu.
Yazık olmayacak mı sana?...
2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.