Ülkemiz 2020 yılına girerken artan işsizlik, vergiler ve halkın tüketim malları, yakıt, elektrik, ulaşım ve haberleşme gibi temel gereksinmelerine yapılan zamlar ve kanal İstanbul tartışmalarıyla giriyor. Öyle görünüyor ki, 2020?nin ilk aylarının gündemi de bu iki konu olacak.
Aslında, AK Saray, birinci yani halkın gerçek gündemi olan aş ve iş derdinin önüne geçirmek için Kanal İstanbul tartışmasını bilinçli olarak alevlendirdi. Her zaman olduğu gibi başta CHP olmak üzere muhalefet te yangına körükle gitti.
Güvenilir ekonomistler artık ülkenin içinde bulunduğu durumu kriz değil, bunalım olarak açıklıyor. Yani ülke sürekli yapısal bir ekonomik sorun içinde. Kronik hale gelen Suriye çıkmazı ve son Libya ve İdlib göçü dolaysıyla da dünya ile adeta soğuk savaş halindeyiz. İşte on yedi yıllık günlük politika ustası Partili Cumhurbaşkanı, bu gündemi değiştirmek için bu kez de Kanal İstanbul?u bütün ülkenin tek "meselesi" yaptı.
2015 seçiminde ilk kez sandıkta düşüşe geçtiğinde, kendini ülkenin politikada gelmiş geçmiş en "ustası" gören AKP Genel Başkanının ilk çaresi, Cumhur İttifakı icadı ile MHP Genel Başkanını yanına almak oldu. Ne var ki, İYİ Parti Genel Başkanının sonradan ?pişmanım? dediği ayrı adaylığı olmasa, Millet İttifakının karşısında 2018 cumhurbaşkanlığı seçimini yitirecekti.
O seçimi yüzde 50+1 ile atlattı ama 31 Mart yerel seçiminde bütün büyük şehirler elinden gitti. Paniğe kapıldığı için yenilettiği İstanbul?u o kez, hem de 55 kat farkla yitirdi. Önceleri çok söylediği, ?İstanbul?u kaybedersek Türkiye?yi kaybederiz? korkusu gerçek oldu.
?Demokrasi sadece sandıktır? diyerek, sandıktan aldığı güçle "Tek Adam" olanın, sandığı yitirdiğinde ne denli usta olursa olsun serinkanlı, tutarlı ve olgun düşünmesini ve karar almasını kimse beklemez. Hele ki, AKP Genel Başkanı gibi, önyargılı, duygularının esiri bir politikacıdan. Ulusça bindirildik bir TAKA?ya götürülüyoruz?*?
(*) Siz doldurun lütfen
2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.