Türkiye yıllardır ?atanamayan öğretmenler? ve ?atanamayan sağlık personelleri? diye bir gündemle meşgul ediliyor.
Konu her önüme geldiğinde, ?Özelliğiniz ne ki, sizi atamak zorundalar?? diye sorarım.
Serbest piyasada size iş veren yok mu?
Sizden başka atanmaya endeksli meslek var mı?
?..
Bu ekonomik siyasal modelin savunucusu ve mahcup destekçilerine ben oy vermedim, verenler onlar. Kafamda yıllardır bu sorular dolaşır durur. Ne zaman bir muhabbette gündeme getirmeye kalksam, ?atanamayanların kolluk güçleri? destek aldıkları ?atananlar? ile birlikte hemen bana saldırırlar. Benim suçum ne? Ben de onlar gibi sayıları milyonlara ulaşmış fakülte mezunlarından biriyim. Bize fakültede ?Mezun olduğunuz an, şu kamu biriminde işe alınacaksınız? diyen olmadı.
Acaba biz neden sırtımızı devlete dayamadık? Devlete sırtımızı dayamadığımız halde neden ?besleme? denince öğretmen, hemşire, sağlık memuru, polis, profesyonel asker akla gelmiyor da, gazeteciler geliyor?
Zavallı mesleğimiz zaten bitti. Kırk yıla yaklaşan süre mesleği yaparken, meslek içi gündemimize ?atanamayan? diye bir ayıp hiç girmedi. Üstelik, ne hukukçular gibi ?yarısı atananlar, yarısı korunanlar? danız, ne de mühendisler, mimarlar, muhasebeciler, hekimler, veteriner hekimler, eczacılar gibi yasa ile mesleği korunanlardanız. İlkokul mezunları bizim işimizi yapar.
Şıkları verilmiş test sorularındaki tek doğru şıkkı işaretleyerek atanan yeni yetme öğretmen, sırtını devlete yaslar yaslamaz, bize de gazetecilik dersi vermeye kalkışır. Bu haddini bilmezliği ?devlet? üretti, ?siyasetçi? üretti, ?bürokrasi? üretti ve önümüzdeki dönemde sıra onların ?atanamayanlar? ile cebelleşmesine geldi.
Öğretim sektöründe özel girişim geçmişten beri var. Orta öğretimde özel okul sayısı ve bu okullardaki öğrenci sayısı, son birkaç yılda rekora koşuyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de; 10 bin 482 okul öncesi, 25 bin 308 ilkokul, 18 bin 643 ortaokul, 11 bin 360 lise olmak üzere toplam 65 bin 793 okul bulunuyor. Bu okullarda 1 milyon 61 bin 989 öğretmen ile toplam 17 milyon 508 bin 955 öğrenci eğitim görüyor.
Aynı verilere göre özel okul sayısı 2018-2019 sezonunda 9 bin 569, bu okullardaki öğrenci sayısı da 1 milyon 263 bin 800. Bugün özel sektöre ait orta eğitim kurumlarının harcamaları, resmi verilere göre devletin eğitime harcadığının yarısına ulaştı.
Benzer durum sağlık sektörü için de geçerli. Özel hastanelerin sayısı, kalitesi hayli arttı. Çalışan sağlık personeli sayısı 1 milyonun üzerinde. Bunun 220 bini özel sektörde, 40 bini de üniversitelerde. Toplam sağlık personeli içindeki özel sektör çalışanı sağlık personeli payı yüzde 20?yi aşmış durumda. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu oran yüzde 30?u aşacak.
Fakültelerden mezun olan sağlık personelinin de ?atanma? ısrarı, artık haksızlık boyutuna ulaştı. Atanamayan iktisatçı, atanamayan muhasebeci, atanamayan mühendis, atanamayan mimar, atanamayan gazeteci, atanamayan halkla ilişkilerci diye bir şey hiç oldu mu?
Bir ara orta öğretim kurumlarında ?medya okur yazarlığı dersi? diye bir muamma üretildi, bizim iletişim fakülteleri mezunlarından işsizler ilgilenmeye başladılar. Bir de baktılar ki, sınıf öğretmenleri medya okuryazarlığı öğretmeni yapılmış?
Dikkat ederseniz yazı boyunca ?Eğitimci? demedim, belki anlayamazlar diye ?Öğretmen? dedim. Son dönemde okuduğunu anlamayan o kadar bu meslekten kişilere tanık oldum ki, ne olur, ne olmaz. Oysa ?Öğretici? demem gerekiyor. Neden İngilizce ?men? yani ?Erkekler? eki kullanılıyor? Türkçede meslekler eğer özgün bir ada sahip değillerse (hekim gibi), yapılan işin adına ?cı/ci, cü, cu? ekleri getirilerek adlandırılır.
Bu saçmalık artık bitsin!
2025© Bu sitenin tüm hakları saklıdır.