Üreten Belediye, Erdoğan ve Komünist Fatih




Erdal Emre?nin yalın bir dille yazdığı, bir tür söyleşi ve yaşam öyküsü türündeki Komünist Başkan kitabını okumakta geciktim. Sürükleyici yazımı nedeniyle elime aldığım gün bir yudumda bitirebilirdim, ama aynı anda farklı türlerde kitapları okuma alışkanlığım yüzünden mola verdim. Bugün okumanın tadını tamamlayacağım kitap o.

Son 5 yıldır Tunceli ilinin Ovacık İlçesi Komünist Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ile ilgili yazılan bu ilk kitap. Kim bilir hakkında daha kaç kitap yazılacak. Yeni dönemde TKP?den Tunceli Belediye Başkan Adayı, kazanacak gibi de duruyor, doğrusu.

Toplam dört minik köyden oluşan küçük aşiretten 10 çocuklu bir ailenin, adını Emir Ali koyduğu halde, nüfus müdürlüğünde Fatih Mehmet kaydedilen emekli devlet memuru çocuğu. Çin Komünist Partisi etkisindeki, yani köylülükten sosyalizme geçişin mümkün olabileceğini savunan sol siyasal bulvarın bir kıyısındaki belki de en tenha şeridinden. Bu şeridin en hüzünlü öykülerinden birini yaşayan İbrahim Kaypakkaya?nın kurduğu TİKKO sempatizanlığından, diğer uçtaki kent küçük burjuvalarının bar sosyalistlerinin TKP?si şeridine gelmiş, teorik bilgiden çok içtenlikli tavrıyla önem kazanan bir solcu. Fatsa?nın Terzi Fikri?si ile benzerlik üretilmeye çalışılıyor, bu doğru değil. Terzi Fikri, bulvarın ana ve en kalabalık şeridindendi ve bu şeridde köylülüğün artık izleri olabileceği iddia edilirdi. 

Türkiye?de sol kültüre, yani proleter anlayış ve yaşam biçimine sahip sınırlı sayıda yurttaşımız var. Nazım şiiri ezberleyip sahne şovu yapanlar, Robert Kolejli Ecevit hayranları veya bir duble rakı ile ?ne olacak ulan bu ülkenin hali? diyen kentli tuzu kuru solcuları, kişisel olarak sol bulvardaki korsan taksicilere benzetirim. Herşey sanki onlar içindir ama yalnızca onlar vardır. Hangi kapsama giriyorlar, bir türlü anlayamadım.

Özetle köylü çocuğu Komünist Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu dağların arasında, Türkiye?nin en az nüfusa sahip ikinci ili Tunceli?nin, kışın ulaşılması hayli güç en küçük ilçesi Ovacık?ın belediye başkanı. Ününü, tarımsal üretim yaparak ve onları satarak elde ettiği mütevazi belediye geliriyle çocukları okutmak, kitap okuma koşuluyla bisiklete bindirmek gibi; insana dokunan şeyler yapmaya borçlu. Elbette daha da fazla samimiyetine, sıcaklığına, mizahına, alçakgönüllü oluşuna...

Tunceli Merkez ilçe de onu belediye başkanı seçebilir; ancak Maçoğlu Türkiye için bir komünist belediye başkanı modeli değildir. Tunceli konu ?eğitim? ise bence Türkiye?nin en eğitimli insanlarının bulunduğu bir adres. Fatih Mehmet Maçoğlu?na dışarıdan bakanlar gibi bakmayacaklardır. Eleştireceklerdir, didikleyeceklerdir, tarımsal üretimle, bisikletle de yetinmeyeceklerdir. Tuncel'de hayli çok Maçoğlu vardır. Kısacası, Maçoğlu efsanesi de uzun sürmeyecektir. Fatsa?nın bir zamanlar belediye başkanı olan Terzi Fikri ile benzerliği belki de yalnızca bu noktadır. Fatsa?ya bakınız. Sonrası gelmiyor, gelemiyor, gelmesi de olanaksız.

Türkiye sanayi devrini kaçırmış bir ülke, köylü bir ülke değil. Son dönemde "yaşam kapitalist, kültür köylü" deyişi haklı gibi görünse de, Türkiye böyle bir ülke. Dünya?da başka örnekleri de olan esnaf bir ülke, tüccar bir ülke. Hele şu son yıllarda tehlikeli biçimde kentleşmiş tüketici bir ülke. Böyle bir ülkede komünist liderler üremez; çünkü üreten bir ülke değil ve emekçisi giderek yok olan bir ülke. (Tanrı Suriyeli konuklara zeval vermesin, onlar geldi de yapmaya tenezzül etmediğimiz işleri yapıyorlar.)

Hani ?ideolojiler öldü? deniyor ya? Bunu derken, Fikir ve bilimin öldüğünü söylediklerinin farkında bile değiller. İdeolojiler ölmez! Yeni koşullara aslında en çabuk eleştirisini, katkısını ve uyumunu yapan ideolojiojilerdir. Biz ideolojileri, sınırlı sayıda kişinin kullanabileceği pahalı şeyler sanırız. Oysa bedavadır, farkında olsak da olmasak da bize her anımızda ideoloji ürünleri şırınga edilmektedir.

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın, 31 Mat 2019 Yerel Seçimleri için açıkladığı manifestosunda, seçilecek belediye başkan adaylarından ne istediğini okuyunca, şaşırdım. Sayın Çevikçe uyardı, "Bu SHP'nin bir dönemki manifestosunun aynısıdır." Ardından Kılıçdaroğlu'nun manifestosu geldi, neredeyse tıpkı basım. Demek ki ideolojiler, iktidarı da muhalefeti de aynı şeride sokmuş. Ben bu manifestoların ortak anlayışını yazayım ve yazımı bitireyim:

?Üreten Belediye?
 


İlgili Etiketler

İlgili etiket bulunamamıştır.


Okuyucu Yorumları

Günlük Koronavirüs Tablosu